Bugün kitaplıktan seçtiğim kitap, Ayşe Kulin’in “Sevdalinka” adlı eseri. “Sevdalinka” kelimesi Boşnakça’da sevda şarkılarına verilen isim. Adından da anlaşılacağı üzere konusu yakın tarihin utanç verici olaylarından olan Boşnak Soykırımındaki bir sevda öyküsü. Tarihsel olaylar tamamen gerçek fakat karakterler kurgu.
Payıma düşen sayfada dikkatimi çeken paragraf başkarakterimiz Nimeta’nın şahit olduğu manzarayı cehenneme benzetmesi oldu. Tarih boyunca çeşitli insan toplulukları bu dünyada yaşadı ve bir şekilde yok olup yerlerini yeni toplumlara bıraktılar. Her biri yaşadıkları farklı korkunç olayları cehenneme benzeterek yok olacaklarını düşündüler. Kimileri de yok oldu zaten.
Demem o ki, şimdi de yaşadıklarımızı cehenneme benzetmiyor muyuz? Dünyayı saran bir virüsle mücadelemiz her geçen gün başarısızlıklarla sonuçlanıyor ve bununla beraber farklı doğal afetler, savaşlar, krizler de üst üste geliyor.
Acaba Nimeta 2020’deki bir karakter olaysaydı bugünleri mi yoksa dünü mü cehenneme benzetirdi. Belki de dünü cehenneme çevirenlerin cezasını, bugün çaresizlikle çekiyoruz.
Koskoca dünyaya sığamadık da şimdi evlerimize büsbütün hayatı sığdırıyoruz.