Yapımcılığını Ashley Pharoah’nın üstlendiği 6 bölümlük mini-dizi The Living and the Dead, klasik hayalet hikayesine modern dokunuşlar yaparak yeni bir bakış açısı ile 2016’da izleyici ile buluşmuştu. Appleby çiftine büyük bir çiftlik miras kalır. Kendilerine yeni bir düzen kurmak isteyen çift, miras kalan eve taşınmaya karar verir. Huzuru yeni evlerinde bulmak isteyen çift, evlerinin bahçelerinde tarım yapmaya başlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar aradıkları huzuru burada bulamazlar. Çünkü kasabada doğaüstü olaylar meydana gelmeye başlar.
Nathan Appleby (Colin Morgan) ve karısı Charlotte Appleby (Charlotte Spencer), Nathan’ın hasta olan annesini ziyaret için Summerset’e gelirler. Ancak Nathan ve eşi, köylülerle birlikte bahar şenlikleri için ateş yakarken annesi vefat eder. Çiftlik de Nathan ve eşine kalır. Londra’da çok ünlü olan psikiyatrist Nathan ve fotoğrafçı Charlotte, kırsalda kalmaya ve aileden kalan tarım arazisini yönetmeye karar verirler. Bu topraklarda huzur bulacağını hatta uzun süredir kurdukları bebek hayalinin stresten uzak bu yerde gerçekleşeceğini düşünen Appleby çifti hiç hesapta olmayan olaylar ile karşı karşıya kalır.
Nathan’ın dizide bir kere bile gösterilmeyen hatta bahsedilmeyen eski eşinden olan oğlu Gabriel, evin hemen yakınındaki gölette gemisi ile oynarken boğulmuş, Nathan ise onu kurtaramamanın verdiği üzüntü ile doğup büyüdüğü yerden ayrılıp Londra’da yaşadıklarının üstesinden gelmek için kendisine yeni bir hayat kurmuştu ta ki annesi ölene kadar. Nathan’ın evine geri dönüşü üstesinden geldiğini zannettiği duyguların aslında sadece halının altına süpürüldüğünü fark etmesini sağladı, çiftlikte gerçekleşen ürpertici olaylar Nathan gibi bir psikiyatristin bile üstesinden gelemeyeceği doza ulaştığında olaylar geri dönüşü olmayan bir hal almıştı.
Esrarengiz hikaye, papazın kızı Harriet’in kendi kontrolü dışında eylemler yapması ve hayaletleri gördüğünü iddia etmesiyle başlıyor. Başlarda çocukluktan genç kızlığa geçiş döneminin bir buhranı olduğunu söyleyerek babasına endişeli olmamasını söyleyen Nathan zamanla Harriet’in ruhlar ile bağlantısı olduğunu düşünerek Harriet’i bu illetten kurtarmanın yollarını arar.
Nathan’ın Harriet’in sorunlarıyla ilgilenmesi çiftlik çalışanlarının deyimiyle lanetli olayların başlamasına sebep olmuştur. Çünkü ilerleyen günlerde, çok daha ürkütücü olaylar gerçekleşmeye başlar; intihar olayları ve ansızın görünen silüetler, duyulan sesler çiftlik için sıradan hale gelmiştir. Çalışanlara göre tek suçlusu Nathan Appleby’den başkası değildir.
The Living and The Dead ’in yavaş yavaş tırmanan gerilimi, aklı selim insanların yaşadıkları yüzünden zamanla çıldırma hali ve tüm o inanması güç olaylar son derece inandırıcı ve merak uyandırıcı bir şekilde ilerliyor. İç içe geçmiş paralel evrenler ve paralel evrenler arasındaki geçişler alışılagelmiş hayaletli çiftlik hikayesine modern bir hava katmış ve asla sırıtmıyor. Her bölümde farklı olaylar ve gizemleri çözmeye çalışıyor olmaları da dinamizmi arttırıyor. Nathan’ın terzi kendi söküğünü dikemez hesabı yaşadığı üzücü olayı ardında bırakamayışı ve yavaş yavaş gözlerimizin önünde akıl sağlığını kaybetmesi heyecanı arttıran bir diğer unsur. Kişisel görüşümü belirtmek gerekirse ben diziyi beğendim hatta final bölümde şaştım kaldım demek yanlış olmaz. O son cümleyi hiç tahmin etmemiştim. Abimin “Merlin’i izlesene her bölüm farklı şeyler oluyor, sen seversin.” demesiyle Colin Morgan’ı görünce yeniden anımsadığım bu diziyi sizlerle paylaşmak istedim. Keşke ikinci sezonu olsaydı dediğim nadir dizilerden biri ama BBC benim sevdiğim dizileri pek devam ettirmiyor maalesef.
**Çok Önemli Not!** Kitlesel tepkiler, eleştiriler, övgü ya da sövgüler her zaman doğruyu yansıtmaz. Birçok insan hep bir ağızdan bir dizi, film ya da kitabı övdü ya da gömdü diye o işin gerçek karşılığının bu olduğu anlamına gelmez. İzlediğinizde ya da okuduğunuzda sizin de böyle hissedeceğiniz anlamına da gelmiyor. Kendi perspektifinize güvenin, bazen pek çok insanın alamadığı tadı, göremediği inceliği çok eleştirilen bir işten alabileceğimiz ihtimalini her zaman göz önünde tutmak gerekir. ?