Neredeyse bir yıldan fazladır Pandemi sebebiyle hiç olmadığı kadar evimizdeyiz. Bu süreci korku ve endişe içinde geçirmemek için kendimize eğlenceler yarattık. İlginç bir şekilde bu süreçte salgın temalı filmlere büyük bir rağbet oldu. Biz de sizlere bu süreçte izleyebileceğiniz salgın filmlerini sıraladık.
10) Perfect Sense – 2011
Yavaş fakat istikrarlı yayılan bir hastalık bulaştığı kişinin bütün duygularını, hislerini elinden almakta ve yerini o kişiyi delirme noktasına getirecek dürtülerle yalnız bırakmaktadır. Perfect Sense bu hastalığın ekseninde yeni tanışan bir çiftin hikayesini anlatır. Ewan McGregor ve Eva Green’in hayat verdiği bu çift bu hastalığın etkisi altında duygularını korumaya çalışacaklardır.
9) Contagion – 2011
Steven Soderbergh’in yönetmen koltuğunda olduğu Contagion ironik bir biçimde Covid-19 ile çok benzerlik taşıyor. Ortaya çıkan bir virüs hava yoluyla bulaşmakta ve bir kaç gün içerisinde bulaştığı kişiyi öldürmektedir. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen uzmanlardan oluşan bir ekip bu hastalıkla savaşırken, hastalığın yarattığı panik ve kaos ile de savaşmak zorunda kalır.
8) Rec – 2007
2000’ler sonrası, korku janrasında üst üste çok iyi filmler üreten İspanyol Sineması, 2007’de de found-footage tekniği ile çekilmiş Rec ile korku sinemasına bir klasik daha kazandırmıştı. Bir apartmanda çıkan yangın üzerine bir itfaiye ekibi ve muhabir olay yerine gider fakat onları korkunç bir gece beklemektedir. Zira korkunç bir virüs tüm apartmana bulaşmıştır ve bulaştığı kişiyi son derece saldırgan ve tehlikeli bir forma sokmaktadır.
7) The Crazies – 2010
The Crazies, 1973’de vizyona giren George Romero’nun yönetmen koltuğunda oturduğu aynı adlı filmin yeniden uyarlaması ve yeniden yapımların nadir örneklerinden biri olarak en az orijinal filmd kadar iyi. Küçük bir kasabanın yakınlarında bir uçak kazası gerçekleşir ve uçaktan yayılan virüs kasabayı yerle bir eder zira bu virüs bulaştığı kişiyi katil bir psikopata dönüştürmektedir.
6) 28 Days Later – 2002
Danny Boyle’un zombi janrasını tamamen değiştirdiği 28 Days Later’da bir virüs bütün İngiltere’yi etkisi altına alır. Kurtulmayı başaran bir grup kişi bir araya gelerek kurtarma ekipleri gelene dek hayatta kalmaya çalışır. Cillian Murphy’nin başrolünde yer aldığı film, müzikleri, kurgusu ve etkileyici atmosferi ile gerçek bir korku şöleni sunuyor.
5) Blindness – 2008
Bütün bir şehri etkisi altına alan virüs bulaştığı kişinin görme yetisini elinden almaktadır. Görme yetilerini kaybeden insanlar oluşan kaos ortamında hem kendilerine hem de çevresindekilere zarar vermeye başlarlar. Film diğer salgın filmlerinden farklı olarak böyle bir ortamda insanların birbirlerine olan davranışlarına, hükümetin yapamadıklarına odaklanarak çok daha insani bir bakış açısı ile hikaye örgüsünü kuruyor.
4) The Cassandra Crossing – 1976
Sophia Loren, Ava Gardner gibi isimlerin yer aldığı The Cassandra Crossing neredeyse tek bir mekanda geçiyor. Üç kişilik bir terörist grup bir trene saldırır. Bir virüsü trenin içinde yayarak tüm yolculara bulaştırmaya çalışırlar. Tren devlet tarafından karantina altına alınır. Hem virüse çare aranmaktadır hem de virüsün nasıl bulaştığı soruşturulmaktadır.
3) Train to Busan – 2016
Train to Busan merkezine bir zombi istilasını koyuyor. The Cassandra Crossing gibi filmin büyük bir kısmı bir tren içerisinde geçiyor. Bir iş adamı ile kızı Busan’a gitmek üzere bir trene binerler. O sırada tüm ülkede bir virüs hızla yayılmaktadır ve bulaştığı kişiyi zombiye dönüştürmektedir. Virüs çok geçmeden trene de yayılacak ve bir ölüm kalım savaşı başlayacaktır. Train to Busan, muazzam bir zombi salgını filmi olmasının yanı sıra, bu yüzyılın en iyi aksiyon filmlerinden.
2) 12 Monkeys – 1995
İngiliz mizahının önemli isimlerinden, Monty Python’un kurucu üyelerinden Terry Gilliam’ın yönetmen koltuğunda oturduğu 12 Monkeys zamanda yolculuk ile salgın temalarını bir araya getiriyor. 2035 yılında bir virüs bütün dünyayı yok oluşun eşiğine taşımıştır. Virüsü durdurmak için bir suçluyu eğitip, virüsün çıkış yılına, 1996’ya gönderirler fakat bir hata sonucu yanlışlıkla 1990 yılına gönderilir. İnsanları virüs hakkında uyarmaya çalışır fakat yakalanır ve bir akıl hastanesine gönderilir.
1) Children of Men – 2006
Alfonso Cuaron’un yönetmen koltuğunda olduğu Children of Men, 2027 yılında geçiyor. Gizemli bir hastalık bütün kadınlara bulaşmış ve doğurganlık özelliklerini ellerinden almıştır. 20 yıldır dünyada bir tane bile doğum gerçekleşmemiştir. Bunun sonucunda dünya, mülteci krizleri, hastalıklar, iç savaşlar ile boğuşmaktadır. Umut hiç beklenmedik bir anda, bir mülteci grubundan yayılacaktır. Muhteşem atmosferi, yönetmenliği ve sanat yönetmenliği ile akıllara kazanan Children of Men, mekan olarak belirlediği İngiltere’yi de çok etkileyici bir şekilde kullanıyor. Özellikle filmdeki progresif rock göndermeleri -King Crimson, Pink Floyd albüm kapaklarının filmde can bulması- tarzı severler için filme ekstra güzellik katıyor.
